Yazmayı seviyorum. Yazılarımla başbaşa kalmayı, hayatımdan bir şeyler katarak hikayeler yaratmayı, bazen çok hayata dönük; eğlenceli olmayı, bazen de tamamen içe kapanık; karamsar olmayı seviyorum.. Buraya yazdığım yazıların çoğu tabiki de her yazarın başına geldiği gibi, bir noktasında hayatımla çakışmakta, ancak çoğunluğu gözlemlere ve yaşanılabilir durumlara pay biçilerek hayal gücümle yazılmakta. Büyük bir aşkı anlatırken; büyük bir aşk yaşayamam, büyük bir yenilgiyi anlatırken de; büyük bir kayıp yaşayamam. Yazılarımla aramdaki bağ, sırlarım ancak birgün iyi bir yazar olursam-idolüm Marquez gibi-hayatım bütün okurlarım tarafından merak edildiği an; otobiyogrofimi yazdığım zaman öğrenilecektir.. Şimdilik bu kadar; yazılarımın keyfini çıkarın, yorumlarınızı yazmaktan kaçınmayın. İyi zaman geçirmenizi, hayatımı paylaşırken keyifli anlar yaşamanızı dilerim..

"editöR Notu"


Perşembe, Ocak 11, 2007

...HuZuRLa uYuMaK...


Bu sabah çok huzurlu uyandım. Uzun zaman sonra 6 buçukta yatmak yerine, bu saatte kalkmanın tadına vardım. Uyumak ne kadar güzel bir şeymiş. Uyumayı geçtim, huzurla uyumak bambaşkaymış.

Televizyonun karşısında dizi izlerken sızmak, sonrasında annenle babanın seni yatağına taşıması, annenin başucunda nazar duası okuyarak ve öperek seni uyutmaya devam etmesi...
İyiki annemle babam, benim annemle babam...


Gelmeleri, içime huzur doldurdu. Sevmeleri bambaşka, onlar sevince kimsenin sevgisine ihtiyaç duymuyor insan. Tabiki de arkadaşlar, dostlar, anne yarısı, baba yarısı olanlar dışında.
Artık geldikleri için mi huzurlu uyudum, sevilerek uyutulduğum için mi, yoksa annemin duaları mı yardımcı oldu bilemiyorum. Tek bildiğim sabahın köründe gayet dinç, mutlu ve huzurlu uyanmış olmam. Öyle güzel uyumuşum ki, uyandığımda "Hayat buyur gel, hiçbir şey problem değil bu andan sonra" diyebildim, gayet içim rahat olarak.


Özlemişim huzurla uyumayı, ne kötü bir rüya gördüm ne de uyandığımda gördüğüm rüyayı hatırlayabildim. Hava kapkara olmasına rağmen, gün çok güzel geçecekmiş gibi geldi.
Daha başka nasıl anlatabilirim ki duygularımı, iki sabahtır sevilerek uyanıyorum. Dün sabah geldiklerinde ikisiyle beraber uyumaya devam ettim, dün gece yatarken ikisi tarafından uyutuldum.


İyiki benimle beraberler ve aldığım her kararın arkasındalar. Yanlışımı gösterirken bile etkilenmememi sağlamaya çalışıyorlar ve beni korurken, benim sevdiklerimi de en az benim kadar koruyorlar. Arkadaşlarımla en az benim kadar iyi anlaşıyorlar ve eğlenceliler.

Annemle babamı çok seviyorum. Hayat onlara sağlık ve dilediklerini verir umarım. Aşkları hiç bitmemeli ve hiç nazara gelmemeliler.

Şimdi herkes ne olursa olsun gidip; annesiyle babasını bir kez olsun öpsün, uzakta iseler arayıp; sevgisini iletsin. Onlarla yaşanacak anlar sayılı; değerlerini bilmek lazım. Sonuçta arkanızı dönüp gittiğinizde bile, en büyük hatayı yaptığınızda bile; size sırtını dönmeyecek, sizi yürekten, vazgeçmeden sevebilecek, her zaman size bağlı, hayatınızdaki en önemli iki kişi onlar değil mi?


Anneee, babaaa; odanıza girebilir miyim? Sarılmaya geldim, aranızda yatmak istiyorum...

Pazar, Ocak 07, 2007

...ho$GeLdiN...


Niye geldiğini tabiki sorgulamayacağım. Zaten sorgulamaya başlarsak sevgimiz işte o an biter. Ben de sen olmadan yapamadığımı, gücümün tükendiğini anlatıp duruyordum. İyiki geldin. Birbirimize gerçekten ihtiyacımız var. Yeniden doğmalıyız. Bu hayatı hiç yaşamamışız gibi, sil baştan yaşamalıyız.
Hiç ruhsuz beden olur mu?
Olamayacağını bir kere daha anlamış olduk. Birlikte mücadele etmeli ve kendimizi yenileyip, geliştirmeye devam etmeliyiz. Bak yepyeni bir yıl var önümüzde. Yaşayacağımız taptaze duygular, yepyeni başlangıçlar, değişik ortamlar, kalıcı dostluklar için mükemmel bir yıl. Giden herkesi gittiği yerde bırakmalı, gelen herkesi ise belli kriterleri boşvererek iyi insan olmalarıyla yetinerek kabul etmeliyiz.
Kimseyi değiştiremeyiz çünkü, herkesi olduğu gibi kabul etmeliyiz. Çok yakından tanıdığımızı düşündüğümüz biri bile hiç olmadık bir şeyler yapabilirken, hiç tanımadığımız biri yapsın; kime ne?

Birçok yeni kararlar almalıyız, aynı yanılgıları tekrarlamamak üzere. Her şeyi, tüm anıları boşverip, yepyeni anılar katmalıyız hayatımıza. Anlık yaşamalıyız. Biliyorsun bu kararı çok önceden de almıştık ve o zamanda iyi sonuçlar vermişti. Yinelemeliyiz bu tarzımızı. Sevgilerini sunanlara daha fazla değer vermeliyiz. Önemli olan kişilerin önemlerini hissettirmeli, anlamsız kişilere daha fazlasını vermemeliyiz. Üzüleceğimiz olgulardan kaçınmalı, ama bu olguların bizi büyüttüğünü de kabul etmeliyiz. Küçük şeylerden mutlu olmaya devam etmeli, ama daha büyük mutluluklara verdiğimiz tepkiyle eş tepki vermemeliyiz. Hayattan daha fazlasını istemek yerine, daha fazlasını bize vermesini sağlayacak koşulları kendimiz yaratmalıyız.

Bu sene bizim yılımız, sen de geldiğine göre hiçbir sorun kalmadı. Tam zamanında geldin. Yıllardır beklediğimiz fırsat elimizde, yıllardır çektiğimiz acıların, yaşadığımız zorlukların karşılığını alma zamanı. Hem evdeki, hem okuldaki, hem de hayatımızdaki diğer işlerin düzeleceğine inanmalıyız.
Belki de bu yıl kavuşuruz tüm hayallerimize. Sonra daha yeni, daha heyecan verici hayaller ediniriz.

Yaşamımızın feraha çıkacağı yıl; bu yıl olacak ben buna eminim. Her şey bambaşka olacak. Bu yıl bittiğinde beraber oturup değerlendirmesini yapacağız ve istediklerimizden fazlasını elde ettiğimizi anlayacağız.

Ben sadece yeni yıla hoşgeldin demeyi beklerken; senin de çıkıp gelmen çok iyi oldu.

Ve son olarak; hoşgeldin ruhum...

Cuma, Ocak 05, 2007

EğeR bu yıLı hakkıyLa ya$ayacağım diyoRsaNıZ...
















"İnsanın yaşadığı değildir hayat,

aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır."

Gabriel Garcia Marquez

Neredeyse tam bir sene önce bu sözlerle başlamışım anlatmaya.. Ayın 13'ünde tam bir sene olacak ve yazdıklarımı en baştan okuduğumda farkettim ki bir yıl daha geçmekle kalmamış, ben bir sene daha büyümüşüm, bir sene daha olgunlaşmışım. Yeni tecrübeler edinmişim, yeni şeyler keşfetmişim, yeni adımlar atmışım ve birçok ilki yaşamışım. Anlatım tarzım bile o kadar çok değişmişki. Sandığımız kadar çabuk geçmemiş 2006 anlaşılan.

Alakasız bir şekilde başlayıp, alakasız bir şekilde sonlandırmışım 2006'yı..


2007'ye, yeni yazılarıma, yeni yazı stillerime, yeni duygularıma, yeni bana hoşgeldiniz sevgili okuyucular. Bu yıla başlarken en az 25 yeni karar aldım. Bu demek oluyor ki en az 25 farklı konuda aydınlatacağım sizi. Sizlerde beni.

Küçükken, henüz küçücük bir kızken; birçok hayalim vardı bu yıllarla ilgili. O yaştayken bu yaşımı hesaplamış ve bir sürü hayal kurmuştum. Şimdi bu hayalleri tamamlama ve gerçekleştirme yılım başladı.

Önümüzdeki yeni yıla girdiğimizde daha farklı bir ben olmak için, daha fazla olgunlaşmak, hayatıma dair daha belirleyici bir yol çizmem için bu senem çok önemli.

Sizde yeni kararlar alın, sizde büyütün kendinizi. Daha fazla gezin, öğrenin, kitap okuyun, eğlenin, dost edinin, sevdiklerinizi unutmayın. 2008'e başladığınızda hiçbir şey için geç kalmış olmayın. Hayat zaten öyle bir olgu ki; kaç yaşına gelirseniz gelin zaten geç kalmayacağınız kavramlar önünüze çıkıveriyor. Sadece yaşlanınca yapılamayacak şeyleri bir an önce tamamlamaya bakın.

Hayatın ne getireceğini beklemeyin, siz hayatınıza yeni şeyler getirin. Kurgulamadan yaşayın yinede; kavramlar, duygular üzerine yüklemeyin yaşamı. Kendinizi yıpratmayın, üzülecekseniz de sadece anlık, sevinecekseniz de sadece anlık sevinin. Şaşırmak için yaşayın hayatınızı. Şaşırmak en değişik, en heyecanlı duygudur. Şaşırdığınızda, birileri sizi şaşırttığında kalbiniz pır pır atmaya başlar, an gelir gözleriniz dolar, an gelir kahkahalarla gülersiniz. Şunu bilmelisiniz ki her şey hiç beklemediğiniz anlarda olur. O anları beklemekle harcamayın ömrünüzü, yeni yıllarınızı; sadece yaşamınıza bakın.

Şimdi bunları söylüyorum diye şaşmayın; ya da şaşırın, bunun için yaşayın... Yazdığım yazılar sadece hayal ürünüdür, yaşamımla da kısmen birleştirilmiştir. Bu kadar bunalım, depresyon yazısının ardından böyle hayat dolu, yaşamaya yönelik bir yazı da nereden çıktı demeyin, o yazılar da devam edecektir elbet, yeni kurgularla, yeni şekillendirmelerle üstelik. Ama hayat sadece üzüntülerden ibaret değil, hayatın neşeli yanları, yaşamaya değer tarafları da hala devam etmekte. Böyle düşünüyor olmasaydık, her birimiz çoktan mektuplarımızı tamamlayıp, intihar etmiştik bile.

Her yaptığınız hatadan ders çıkarın, hatalarınızı yinelemeyin, kendinize göre insanlanlarla birlikte olun, kimseye fazladan, gözünüzde büyüterek yeni anlamlar yüklemeyin. Her insan sevilmelidir, herkes sevgiyi hakeder, ama sevmek için sadece kişilerin ellerindekilerine dikkat edin, sevmek için kafanızdaki niteliklerini arttırmayın.

Hayata küsmeyin hiçbir zaman, hayat ummadığınız anlarda karşınıza bir sürü yeni fırsatlarla çıkar. Herkesten farklı olduğunuzu, herkesten önce kendinizin, yaşamınızın daha önemli olduğunu bilin.

Herkese iyi yıllar. Tüm sevdiklerim, tüm okuyucularım, bana değer veren, önemseyen herkes, tanıdıklarım ve tanışacak olduklarım yeni yılınız kutlu olsun...


Şimdi de Rudyard Kipling'ten bir alıntı; seveceğinizi umuyorum, yıllardır başucumdadır bu yazı...

Eğer;
Herkes kendini kaybedip seni suçladığı zaman, sen soğukkanlılığını koruyabilirsen;

Eğer;
Herkesle birlikte olurda, erdemli kalabilirsen ya da krallarla dolaştığın bir durumda, gururlanıp benliğini ve dostlarını unutmazsan;

Eğer;
Ne sevgili dostların, ne de düşmanların seni incitemezse ve kimseyi hem küçümsemez, hem de kimseye bağımlı olmamayı başarabilirsen;

Eğer;
Her günün her saatini her dakikanın her saniyesini iç rahatlığıyla yaşayabilirsen,

Bütün dünya senin olur yavrum ve o zaman artık ADAM olduğunu düşünebilirsin...

Hayatınıza yardımcı olabileceğini umarak; saygılarımla...